Marka firmaların ürün ya da hizmetlerini temsil eden girişimcilerin iş hayatına dair bütün girişimlerini üzerine planladıkları en önemli ticari varlığıdır. Marka firmaları temsil ettiğinden bazen firmaların ürünlerinden ya da hizmetlerinden çok daha fazla öne çıkmaktadır. Aslında markanın temsil ettiği ürünün ya da hizmetin kalitesi ve niteliğiyle orantılı olan bu durum yıllar içerisinde markanın ön plana çıkmasına sebep olmaktadır. Bir anlamda insanlar artık markayı tercih eder hale gelmiştir. Hem marka sahibini hem de kullanıcıyı koruma altına alan markalaşma güvenilirlik aslından firmaların olmazsa olmazıdır. Üreticilerin kazançları doğrudan etkileyen unsur olan markanın korunması da çok önemlidir.
Bir markayı korumanın ilk yolu markayı tescil ettirmektir. Markayı tescil ettirmek markayı koruma altına alır ve markanın kullanım hakkından doğan bütün avantajları mal ya da hizmet sahibinin kullanmasını sağlayan bir durumdur. Marka tescili Türkiye’ de Türk Patent Ve Marka Kurumu tarafından yapılmaktadır. Marka tescil ettirildikten sonra on yıl tescil süresi vardır. Ancak markanın korunması için markayı tescil ettirmek yeterli değildir. Markayı tescil ettirdikten sonra markanın uzun süreler aktif olarak kullanılması gerekmektedir. 10/ 01/ 2017 tarihinde yürürlüğe girmiş olan 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’ nun 9. Maddesinin 1. fıkrasında “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir. ” hükmü bulunmaktadır. Yani ilgli Sınai Mülkiyet Kanunu ve AB marka hukukunda markayı kullanmamak ya da uzun süre kullanımına ara vermiş olmak iptal nedeni olmaktadır. Türkiye’ de marka tescil başvurularına bakıldığında sadece kullanılan markaların tescil ettirilmediği; ileride kullanılacağı düşünülen markaların ya da sadece kullanılan markaya benzerliği olan markaların da tescil ettirildiği görülmektedir. Yani kullanılmayan markaların çok fazla tescil ettirildiği görülmektedir. Marka sicilinde ortaya çıkan bu aşırı kirlenmenin önüne geçmek için Sınai Mülkiyet Kanunu’ na markanın kullanılmaması durumunda iptaline izin veren 9. maddeyi yürürlüğe koymuştur. Bu madde ile sicildeki kirliliğin önlenmesi ile birlikte aynı zamanda kullanılmayan markaların kullanılmak istendiğinde ortaya çıkan adaletsiz durumun da önüne geçilmesi mümkün olmuştur. Yürürlüğe giren bu yönetmelikle markanın tescillenmesi ile sağlanan korumanın tescilin yapılma amacına ters kullanılması engellenmek istenmektedir. Markanın tescili ile doğan hakların hukuki uyuşmazlıkları da bu engelleme ile önüne geçilmesi hedeflenmiştir. İptal kararının verilebilmesi için üçüncü bir şahısın talebi gereklidir. Firmaların ya da kişinin ürün ya da hizmeti için kullanmak istediği markanın tescilli bir markaya benzer olması durumunda o markanın tescili yapılmamaktadır. Bu durumda söz konusu markanın gerçekten kullanılıp kullanılmadığının araştırılması, kullanılmadığının ispatı durumunda markanın tescilinin iptali talebinde bulunulması gerekmektedir.
İlgili kanun kapsamında mahkemeler kullanılmayan markaların iptaline karar verebildiği gibi bu markaya ait itirazı da reddedebilme yetkisine sahiptir. Marka başvurusuna bir itiraz başvurusu yapılmışsa ve bu itiraz en az beş yıllık bir tescil süresi olan markaya dayandırılmışsa sözü edilen markanın temsil ettiği ürün ya da hizmeti temsil ettiğine dair kullanımının ispatlamasını isteme hakkına sahiptir.
Yönetmelik ile düzenlenen kullanım ispatı talebinin itiraza karşı görüşü bildirmek için başvuru tarihinden itibaren bir ay süresi vardır. Bu talep açık ve net bir şekilde yerine getirilmelidir. Kullanıma dair ispat delilleri de yine bir ay içerisinde itiraz sahibine tebliğ edilmelidir. Ortaya konan deliller tarafların başka herhangi bir bilgiye dokümana ihtiyaç duyma gereği bırakmayan görüş oluşturabilmek için değerlendirme yapılabilecek şekilde güvenilir, açık, net ve anlaşılır olmalıdır. Sunulan deliller markanın temsil ettiği ürünü ya da hizmetin niteliği kullanımı, şekli, zamanı ve kapsamı bakımından yeterli bilgiyi sunacak şekilde olmalıdır.
Marka ispatı için sunulan delillerin, temel fonksiyonuna uygun, ayırt edici özelliklerine uygun ve gerçek şekilde yurt içinde marka sahibi ya da marka sahibi tarafından belirlenen üçüncü kişiler tarafından kullanıldığını ya da kullanmamanın haklı gerekçelerinin olduğunu gösterir nitelikte olmalıdır.
Marka kullanım ispatı için markaya ait faturalar, fiyat listeleri, ürün katalogları, reklam için hazırlanan tanıtım videoları, promosyonlar, yapılan ticari faaliyetlere ait bilgiler, müşteri ya da tedarikçi gibi marka ile ilgili olanların beyanları delil olarak kullanılabilecek dokümanlardandır.