Marka; şirketlerin ürettiği ürün ve faaliyet gösterdiği hizmetleri benzerlerinden ayırmak için, isim, logo ve ayırt edici niteliği olan betimlemelerden veya bunların birleşimden oluşan simgelerin bütününe denir.
Marka Hakkı; 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre markanın tescil edilmesi ile elde edilir ve koruma sağlanır.
556 sayılı kararnamesine istinaden tescil hakkı kazanmış markalar için ‘’Tescilli Markalar’’ denilir ve tescilli markaların koruması başvuru tarihinden itibaren 10 yıllık bir süreyi kapsamaktadır. On yıllık sürenin sonunda marka sahibinin onayı ile yenileme talebinin yapılması koruma süresinin sona erdiği ayın son gününden başlayarak 6 ay için de yapılarak koruma sağlanabilir.
Uluslararası marka başvurusu yapılırken sıklıkla Madrid Protokolü kullanılmaktadır, bu sistemde Türk Patent ve Marka kurumu aracılığı ile önce ülkesel bazda yapılan marka tescili sonrasında, Madrid Protokolü’ ne taraf olan ülkelerden başvuru yapılacak ülkeler seçilerek uluslararası olacak şekilde geniş kapsamlı, hızlı ve etkin bir tescil başvurusu yapılabilmektedir.
Uluslararası başvurularda diğer bir sistem ise Avrupa Topluluk Marka Tescil Sistemidir. Bu sistemde marka sahipleri tek bir başvuru ile Avrupa Birliği üyesi ülkeler kapsamında bir koruma sağlamaktadır.
Marka korumasıyla ilgili ülkemizdeki mevzuat; 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Markaların Korunması Hakkında 556 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında 544 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname de yer alan yasal düzenlemeleri kapsamaktadır.
Gümrüklerde tescilli marka kontrolü uygulaması başlanması ile, ithalatta marka tescili ile ilgili 4458 sayılı Gümrük Kanunun 57. Maddesi ile 07.10.2009 tarihinde 27369 Mükerrer sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan Gümrük Yönetmeliğinin 100. ve 111. Maddelerindeki yasal düzenlemeler ile hüküm altına alınmıştır.
Yönetmelikte; konuya ilişkin kavram tanımlamaları, kapsam, gümrük idaresince yapılacak işlemler, başvuru detayları ile birlikte yetkili mahkemenin marka hakkı ihlalinde bulunulduğuna karar verdiği eşyaya ilişkin yapılacak düzenlemeler belirtilmiştir.
Gümrük Kanunu 57/5 de ve Fikri ve Sinai Haklar mevzuatında yayımlanan ifadeler de yurt dışından gelen yolcuların marka ürünler getirmeleri ile ilgili; ticari kullanımı olmayan kişisel eşya ve vergi muafiyetinde kalan hediyelik eşyalar için kapsamında bu madde gereklilikleri uygulanamaz diye belirtilir. Yanlarında eşya getirmek isteyen yolcuların Bakanlar kurulu tarafından yayımlanan ilgili kararları incelemeleri gerekir.
Marka tescil hakkının ihlali ile ilgili başvurular elektronik ortamda Gümrükler Genel Müdürlüğüne yapılır. Bu başvuru, hak sahibi, hak sahibinin marka vekili, hakkı kullanmaya yetkili kişi tarafından gerçekleştirilebilir.
İthalat yapan firma eğer markasının ihlal edildiğini düşünürse; gümrüğe verilen eşya, marka sahibinin dışında farklı birine daha yarar sağlayacak düzeyde ayırt edici özelliklere sahip marka olarak yorumlanırsa marka sahibi gümrük idaresine başvuru yapabilir ve eşya ile ilgili yapılan faaliyetleri durdurma ve ürüne el koyma yetkisi Gümrük rejimi hükümlerine göre Gümrük İdaresine verilmiştir.
Alıkonulan ürün ile ilgili marka sahibi bilgilendirme yapıldıktan sonra, ürünün yapısına ve bozulma süresine göre karar verilen süreleri takiben ürün hakkında beyanda bulunan kişinin talep ettiği gümrük hükümlerine göre karar verilir ve işlem yapılır. Haklı bir gerekçe bulunur ise, marka sahibinin isteği üzerine 10 iş gününe kadar ek süre tanınabilir.
Örnek ile detaylandırmak gerekirse; marka sahibi dışında, üzerinde logo, ayırt edici işaret bulunan ürün, herhangi bir kişi veya tüzel kişilik aracılığı ile ithal edilmesi ile Gümrük sahasına giriş yaptıktan sonra ithalat prosedürü işler. Ürün sahaya girmeden önce özet beyan da bulunulur. Gümrük sahasına giriş yapan ürün, getiren kişi veya taşıma yetkisini üstlenen kişi tarafından gümrüğe sunulur ve sahaya sunan kişi ürünü daha önce beyan edilmiş olan özet ile ya da gümrük beyannamesi ile sunulur, ve ürüne gümrük tarafından onaylanmış işlem, kullanım şekli belirlenir.
Ürün veya eşya gümrük tarafından onaylanmış kullanıma tabi tutulmadan önce kısa süreli depolanan eşya olarak adlandırılır ve sadece gümrük tarafından belirlenen yerlerde ve koşullarda saklanabilir.
Ürünün gümrük rejimine tabi olması; serbest bölgeye girişinin olması, gümrük bölgesi dışına tekrar ihraç edilmesi, imha edilmesi veya gümrükte bırakılmasına gümrükçe onaylanmış işlem denir.
Kullanıma tabi tutulması istene ürün, yetkili gümrük idaresine uygun gümrük rejimine göre beyanı verilir. Gümrük beyanı; yazılı, sözlü, veri işleme veya ürün/eşya sahibi tarafından gümrük rejimine tabi tutulmasını belirtmesi yolları ile yapılabilir.
Genelde yazılı olarak verilen ve ticari bir ürünün ithalini gerçekleştirecek kişi tarafından gümrük beyannamesi, serbest dolaşım hakkına izin beyannamesidir. Tecil sürecini takiben bu beyanname ürünün belgeleri ve görsel kontrolünden sorumlu muayene memurları tarafından incelenmesi için bırakılır. Muayene memuru fiziksel ve belge kontrollerin yapılmasından, ithalat ve/veya ihracatına onay verev vergilerin alınmasından ve ürün üzerinde denetim yapma yetkisine sahip görevli kişilerdir.
Bu süreçte üründe marka haklarına aykırı bir durum var ise tespiti yine muayene memuru tarafından gerçekleştirilir. Uygun olmayan her durum ilgili Gümrük İdaresine bildirilmelidir.
Muayene sürecinden önce veya sonra ürüne ait markanın hak sahibinin (marka tescil sahibi, distribütör gibi) başvurusu ile, ürün/eşya ile ilgili tüm işlemler durdurulup alıkonma işlemi de uygulanabilir. Alıkonulan ve işlemleri durdurulan ürün çabuk bozulabilir bir ürün ise marka sahibine 3 gün, değil ise 10 günlük ek süre tanınır. Bu süre zarfında marka sahibi, Ticaret Mahkemesine başvuru yapıp ürünün işlemlerini kati suretle durdurma hakkına sahiptir. Başvuru yapıldıktan sonra ilgili gümrük idaresi bilgilendirilir ve Gümrük Kanunu’nun 177 ve 178 maddeleri uyarında ürünün tasfiye işlemi başlatılır ve eşyanın girişine izin verilmez.
Eğer belirtilen süre içinde marka değeri taşıyan ürüne ait Türkiye’de marka hakkına sahip kişi/temsilci bulunamaz veya el konulan ürün için gerekli başvuruların yapılmaması halinde ürün için herhangi bir mahkeme kararı da yoksa Serbest Dolaşıma giriş işlemleri yapılır ve ürünün ithalatına izin verilir.
Yukarıda da belirtildiği gibi ithalatı yapılan ürün/eşya için giriş işlemlerinde marka konusunun önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır. Gümrük bölgesine giriş yapılan ürünler için marka ihlallerinin önlenmesi için alınan ve uygulanan tedbirler sürekli geliştirildiği için firmalar da bu konuda neler yapması gerektiği konusunda daha fazla bilgi sahibi olmalıdır.